Pandemi tedarik zincirlerini alt üst ederken tüketicilerin online alışverişe uyum sağlamasını hızlandırdı. Pek çok şirket pandeminin fiziksel mağazaların sonu olacağını düşünse de tüketiciler hiç de beklendiği gibi davranmadı. Bunun en önemli nedeni mağaza içi alışverişin e-ticaret için imkansız olan avantajlara sahip olması. Tüketiciler mağaza içi alışverişte anında memnuniyetin sevincini yaşarken, mağaza çalışanlarının desteğini de alabiliyor. Bir ürünü satın almadan önce görme, test etme ve deneme imkanı sayesinde, tüketicilerin iade sorunu yaşama olasılığı daha düşüyor.
Çalkantılı geçen yaklaşık iki yıllık dönemin ardından tüketiciler artık yeni beklentilere ve ilgi alanlarına sahip. Şirketler de müşterileri ellerinde tutabilmek ve değişen beklenti ve ihtiyaçlara cevap verebilmek için daha etkili pazarlama yöntemlerine yöneliyor. Tüketicilerin mağaza içi deneyimlerini iyileştirmek ve marka sadakati yaratabilmek için doğrudan pazarlamayı da kapsayan öngörülere bir bakalım.
Deneyim ve gözleme dayalı perakende duyulara hitap ediyor
Alışveriş başlı başına bir deneyimdir ve tüketicilerin tüm duyularını harekete geçirir. Tüketiciler fiziksel mağazalarda kendilerini oyuncakçıdaki çocuklar gibi hisseder; rengarenk ürünler, parfüm ya da kahve kokusu ve elbette ürünleri deneme veya tatma imkanı. Alışveriş herkesin en sevdiği aktivite olmayabilir ancak sevenler için fiziksel mağazadan alışverişin keyfi hiçbir şeyde yoktur. Bu nedenle tüketicilerin mağaza içinde bulundukları süreyi mutlu ve olabildiğince eğlenceli geçirmelerini sağlayarak kusursuz bir deneyim yaşatmak şirketlerin temel sorumluluklarından. Böylece tüketicilerin mağazada daha uzun süre kalarak daha fazla alışveriş yapmalarını sağlamak mümkün olabilir.
Çevreyi korumayı hedefleyen sürdürülebilirlik odaklı şirketler öncelikli
Son yıllarda ‘bilinçli tüketim’ anlayışı tüketici davranışlarını yeniden şekillendiriyor. Çevre kirliliğinden kaynaklı faktörlerin insan hayatına, sağlığa olumsuz etkileri her geçen gün artarken, bilinçli tüketiciler bu konuda çaba gösteren, harekete geçen, etkili çalışmalar yapan şirketleri tercih etme eğiliminde. Üretimden lojistiğe, paketlemeden doğrudan pazarlama faaliyetlerine kadar her alanda şirketlerin tüketicilerin çevresel kaygılarını gözetmesi ve sürdürülebilirliği öncelikleri arasına alması gerekiyor. Bilinçli tüketiciler giderek daha çevre dostu ürünleri tercih ederken, sürdürülebilirliği gerçek bir öncelik haline getiren şirketler her zaman bir adım önde olacak.
Yeni normalin yeni pazarlama modeli: Hibrit
Bir yandan e-ticaret hız kazanırken, fiziksel mağazadan vazgeçmeyen tüketiciler sayesinde perakendede pazarlamadan çok kanallı bir deneyime doğru evrildi. Çok kanallı bir pazarlama stratejisi ile tüketici deneyimini geliştirmek amacıyla mağaza içi alışveriş planlamasını yapmak, indirimler hakkında bilgilendirmek için online kanalları kullanırken, tüketicilere mağaza içinde kişiselleştirilmiş doğrudan pazarlama aktiviteleri sunarak en yüksek geri dönüşü almalarını sağlamak mümkün. Şirketlerin dijitalden fiziksele geçerken tüketicilere sorunsuz, entegre ve stresten uzak bir deneyim sunmaya odaklanması en büyük önceliği olmalı.
Sadakat programları yeniden güç kazanıyor
Tüketici davranışlarının hızla değiştiği bir zamanda, müşteri deneyimi her zamankinden daha önemli, bu nedenle markalar tüketicilerle duygusal olarak etkileşim kurmak ve sadakatini korumak için daha çok çalışmak zorunda. Yeni müşteriler edinmenin artan sancılarıyla beraber sadakat, şirketlerin büyümesinin anahtarlarından biri olacak. Sadakat programlarının kapsamı şirketin ihtiyaçlarına ve tüketicilerinin beklentilerine göre değişiklik gösterse de temel amaç tüketicilere mali konularda esneklik yaratırken kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak ve markaya bağlılıklarını artırmak olmalı.